15 Haziran 2012 Cuma

ORTAKÖY - KABATAŞ



Çok uzun zamandır çocuklarım olmadan hafta sonu programı yaptığımı bilmezdim. Geçtiğimiz hafta sonlarından birinde çocukların babasında olması sebebiyle bir pazar günüm tamamen bana kaldı. Sudan çıkmış balık hali, kararsızlık, şaşkınlık, eksik olma hallerini saymazsak (ki gel de sayma !) keyifli sayılabilecek, sakin bir gün geçirdim.

Ortaköyde oturan bir arkadaşımla buluşmak üzere sözleştikten sonra vakitlice evden çıktım. İlk defa çocuklarsız, teferruatsız ve bu kadar hızlı hazırlanabildim :) Önce Kadıköy sonra da vapurla Beşiktaş ve Ortaköy yaptım. Normal zamanda hayatta çekilmeyecek uzunluktaki bu yol, onca sıcağa rağmen hiç de zor gelmedi bana. Arkadaşımla Kabataş Erkek Lisesi önünde buluştuk ve Günün ilk bölümünü konumu ile beni her zaman mest etmiş okulun Pilav Gününde harika bir Yeni Türkü konseri ile şenlendirdik.


Kabataş Mezunu arkadaşım her ne kadar kendi döneminden fazla arkadaşını görememiş olmaktan yakınıyorsa da ben bu eşsiz manzaranın tadını çıkarmakla o kadar meşkuldüm ki kendisi duymadım bile :))



Daha sonra Yıldız Parkında sakin ve bol sohbetli bir yürüyüş gerçekleştirdik ve kendimizi Yıldız Parkının derinliklerine saklanmış ama yine de boş masa bulmak için sıra beklemek zorunda kaldığımız Kır Kahvesine attık.

Nefis bir menemen, bol patates kızartması ve çay eşliğinde ilk defa bu kadar geciktirdiğim kahvaltımı da yaptıktan sonra senelerdir ilk defa hiç yerimden kalkmadan, çocukları merak etmeden, gözüm sürekli sağda solda onları aramadan ve sözüm onyüzbinmilyon kez kesilmeden saatlerce sohbet ettim :) En sonunda miss gibi orta kahve ve lokumlarımızı da tüketip yine aynı ahestelikte yürüyerek, temiz havanın ve sakinliğin tadını çıkararak Yıldız Parkını terk ettik. Arkadaşımı Ortaköydeki evine uğurladıktan sonra konuştuklarımızın ağırlığı, çocuklarımı özlemenin acısı, sakinliğin verdiği huzuru da alarak yine aynı yollardan evime döndüm.


Belki fazlasıyla basit ama benim için bir çok ilkleri barındıran ve bana göre mutlaka not düşülesi bir gündü :)

MİSAFİRİMİZ ROWENTA

Hani şurada size bahsettiğim Kırmızı Kız :) varya, işte o bize geldi de gitti bile.


Aynen yazıda da bahsettiğim gibi kendisi büyük tekerlekleri sayesinde fazlasıyla kıvrak, torbasız oluşu sayesinde son derece pratik, şekil itibariyle farklı, emiş gücü ile de son derece eşsiz bir güzellik. Hafta içi fazlasıyla yoğun çalıştığımdan sadece 1 kez hafta sonu temizliğinde kullandım ve gerçekten pek çok yönden de memnun kaldım. Benim tek şikayetim yaz sebebiyle kullandığım ince halıların süpürgenin yüksek emiş gücü sebebiyle fazlasıyla toplanması idi. Ancak daha sonra süpürge ile ilgili düşüncemi sormak için arayan Fikrimühim'den Zerrin Hn.'ın uyarısı sebebiyle bu toplanmanın tamamen benim dikkatsizliğim sebebiyle olduğunu öğrenmiş bulunuyorum :)


Şöyle ki; süpürge teslim edildiği esnada normalde benim evde olup kısa tanıtımı ve gerekli uyarıları dinlemem gerekti ama hafta sonu program yoğunluğu ile hafta içi iş yoğunluğu birbirine karışan bendenizin bu kadarcık bile vakit ayıramaması sebebiyle ürün sadece kargo ile iş yerime gönderilmek suretiyle bana ulaştı. Bu sebeple ben de süpürgeyle akşam eve ulaştığımda direk dene yolu ile merhabalaşabildim :) Hemen elimin altında olan" emiş gücü ayar düğmesini" de fark edemeyince ortaya aşağıdaki gibi görüntüler çıktı :)


Ama yineliyorum, bu sadece benim dikkatsizliğimin göstergesidir.


Neyse işte, bu güzel kız (kısa sürede evin kırmızı kızı oldu :) ) şimdilik maddi sebeplerden dolayı evimizde kısa süreli misafir olsa da biz kendisini çook sevdik ve elektrikli süpürge ihtiyacı olan herkese KESİNLİKLE TAVSİYEMİZDİR !!


16 Mayıs 2012 Çarşamba

FİKRİMÜHİM - TEFAL / MOOVA





20 Nisan günü Fikrimühimden harika bir davet aldım. Tefal / Moova işbirliğine tanıklık etmenin güzelliğini Kilyosta yaşayacaktık. Hiç düşünmeden kabul ettim ve 5 Mayıs sabahı servisin bizi alması için sözleştiğimiz Kadıköy'e uçtuk.



Servisimizde bulunan ve daha sonra tesiste de meleklerimizi harika aktivitelerle oyalayacak animasyon grubundan bir Anaokulu öğretmenimiz sayesinde fazlasıyla keyifli bir yolculuk yaptık :)



Son derece keyifli, markaların her birine yakışır, faydalı bir kahvaltı olduğunu, Tefal Yoğurtcum ve Moova ile tanışmaktan, hayatımıza dahil etmekten sonn derece memnun olduğumuzu altını çizerek söylemeliyim.



Moovanın kalitesiyle bu geziden çok önce tanışmış olmamıza rağmen güven tazeledim, annemden kalma değişmez bazı markalarıma artık bir yenisini daha ekledim, şimdi gittiğimiz her alışverişte özellikle MOOVA ürünlerini arıyoruz.



Tefal yoğurtcum ile eve gelir gelmez başladığımız denemelerimizi aralıklarla twitter'dan paylaştım. Bir kez daha not düşelim ki; Moova dışındaki bir çok sütle deneme yaptık ve hiç birinde Moova ile elde ettiğim yoğurdun kalitesinin, tadının yanından dahi geçemedik.





Hem süzme hem de normal yoğurt başarı ile denendi ve test edildi :)



Şirin ötesi Sufi Bey'i en son anne karnında görmüştük :) Allahım o ne zeki bakışlı, ne hareketli bir melektir ki :)




Günün en güzel sürprizlerinden biri uzun zamandır sessiz sakin takip ettiğimiz bu güzel aile tanışmak oldu :) Önce aynı masaya denk düşmemiz, sonrasında onun kalderayı benim minik Ayşe Sinayı tanımamız, sohbet ilerledikçe değerli eşi ile çocukluğumuzun aynı semtte geçmiş olması gibi bir çok ortak noktamız da varmış meğer :) Kaldera ve Ayşe gün boyu yapışık ikiz gibi birlikte oynadılar ve meleğim bu durumdan son derece memnun oldu :)


hhh ama o Mahir Bey yokmu .... :) Tüm gün atom karınca misali ortalarda dolaşıp öldürdü beni :)




Ata binmek son dakika aklına gelen paşa ve at binme konusunda beni ikna edemeyince gidip yüzünü boyatan kızgın küçükhanım :)




Fena halde coştu bizim küçükhanım :)




Biz tam soru-cevap-sohbet-bilgi kısımlarının sonuna gelmiştik ki ellerinde kocaman paketler ve kendi yaptıkları kartlar ile meleklerimiz geldi :) İşte hediyelerin enn güzelleri :)


Hem tefal hem de Moova ekibinden aldığımız tüm faydalı bilgiler'e siz de buradan ulaşabilirsiniz ki bence mutlaka okumalısınız !!


Bir kez daha teşekkürler FİKRİMÜHİM, teşekkürler TEFAL ve teşekkürler MOOVA...

10 Mayıs 2012 Perşembe

UÇURTMA ZAMANI


Mevsimlerden ilk bahar, günlerden cumartesi, mekan da bol rüzgarlı sahil olunca benim meleklere uçurtma almak şart olduğu bir gün hiiiç de öyle göklerde süzülen uçurtma sefası yapamadık.

Evden sahil havası alalım, birkaç saat çayır çimen takılalım düşüncesi ile çıktığımız ve kendimizi Maltepe sahilde bulduğumuz geçen hafta sonlarından birinde, Paşa'nın kaykayının aksını kırması, küçük hanım'ın kumlarla oynamaya niyetlenerek aldığı kova setini evde unutması sebebiyle bizim meleklerin o rutin"sıkıldım" halleri başladı oturduğumuzun beşinci dakikasında. (Ne uzun cümle oldu böyle :) )


O sırada karşıdan bir an kurtarıcım gibi gördüğüm bir seyyar satıcı geldi :) Elinde birkaç çeşit oyuncak, balon ve renk renk uçurtmalar vardı. Paşayla hemen fırladık, en minisinden ama en renklisinden bir uçurtma aldık. Benim kafadarlar pek bir mutlu oldular :) Hemen büyük tutsun küçük koşsun, yok olmadı küçük tutsun büyük koşsun şeklinde denemelere başladılarsa da ı-ıhh olmadı :) Paşa uzuuun denemeler sonunda uçurtmanın bozuk olduğuna kanaat getirip Angry Birds'ine döndü ama küçük hanım henüz pes etmemişti. Bu sefer de birlikte denemeler yaptık ve bu sefer sanırım biraz da olsa başardık :)


Ve günün sonunda kızım koşturmaktan helak, ben onu seyretmekten mest, paşa bize gülmekten bitap ve hepimiz kurt gibi acıkmış vaziyette evimize döndük :)

Ve o akşamın yemeğini de mutlaka not düşmeliyim çinkü Paşa bu milföy olayına bayılıyor ben de mantarlı iç'e... :)

1 kuru soğan, 1 paket mantar, 2 çarliston biber ve 2 ortaboy domatesi tavada çevirdikten sonra milföy bohçalar yapıyoruz. Üstüne yumurta sarısı sürdükten sonra da dooru fırına. 15 dk sonra mis gibi börekleriniz hazır. Afiyet olsun...

8 Mayıs 2012 Salı

ROWENTA SILENCE FORCE EXTREME CYCLONIC



Sırada düzenlenmeyi ve yayınlanmayı bekleyen 2 hafta sonu yazımız, harika etkinlik fotoğraflarımız var ama şu aşağıda görmüş olduğunuz güzellik zarafeti ve işlevi sebebiyle hepsinin önüne geçti :)


Birçok kampanyasını burada duyurduğum gibi ben FİKRİMÜHİM'im. Yani Fikirleri önemli görülen insanlardan. Bu farklılığı görebilen markaların en doğru tercihlerinden biri piyasaya çıkaracakları yeni ürünler için Fikrimühim aracılığıyla bizlere ulaşmak. Çünkü bir Fikrimühim dosdoğru düşüncesini söyler, görevinin bilincindedir, eksiği, yanlışı bildirmekten çekinmez ki çıkılan yol sağlam olsun.


Bu gün bizim ailenin geleneksel firmalarından olan ROWENTA'nin Fikrimühimdeki kampanyasını görünce işte bu dedim.

Evimde "Temizlik Robotu" dediğimiz binbir övgüyle aldığım ve piyasanın çok üstünde bir rakam ödediğim meşhur üründen var ama bana sorarsanız ergonomi ve pratiklik yönünden alacağı puan sıfırdır. Hem hantal, hem hazırlaması ve kaldırması meşakkatli hem de üç oda, kare giriş, uzun bir koridor, küçük bir mutfaktan oluşan çok bölmeli evimde kullanım için pek de uygun değil. Ancak aldık bir kere ve zahmetine rağmen kullanıyoruz.


Çalışan bir anne olmanın en büyük zorluklarından biri de çocuklarım okuldan geldikten sonra ben eve ulaşana kadar tek başına kalmaları. Çoğunlukla kaldera ben gidene kadar annemde oluyor ama abisinin evde olduğunu anladığı zamanlarda derhal evine geçmek istiyor. Hem böyle zamanlarda hem de Paşanın evde tek olduğu zamanlarda envai çeşit kraker, cips, çekirdek, kuruyemiş, patlamış mısır gibi atıştırmalıklar tam da TV'nin karşısında ve koltukların hem önüne hem de bol miktarda arkasına dökülerek tüketildiği için her akşam eve gittiğimde önce mutfağa geçip akşam yemeği hazırlıklarını yapıyorum sonra da direk salona geçip oturulabilecek hale getirmeye çalışıyorum.

İşte bu zamanlarda (ki dediğim gibi hemen her akşam) önce gaza gelip o hantal şeyi aldığıma, sonra da hala daha pratik bir süpürge alamadığıma hayıflanıp duruyorum.


Bu kampanyanın en güzel taraflarından biri 10 Fikrimühim bu ürünü deneme şansı yakalayacak ve bu üründen memnun kalırlarsa %50 indirim kazanacak :)
Bu şans bana gülermi bilmem ama iyi bildiğim birşey varsa o da bu şanslı 10 kişiden biri olsam da olmasam da şu bebek en kısa zamanda benim olacak :)))





Bu güzellik ve diğer tüm çeşitlerine ulaşmak için www.rowentasupurge.com

26 Nisan 2012 Perşembe

23 NİSAN


Malum 23 Nisan çocuk bayramı olduğundan ve bendenizin de de o çozuklardan 2 adet bulunduğundan o günü bizim meleklerle geçirebilmek için izin aldım. Cumartesi günümüzü "evim güzel evim" modunda, pazar günümüzü de Eminönü-Karaköy- Kadıköy üçlüsünü tavaf etme şeklinde geçirdikten sonra (Kendime not; acilen fotoğraf makinesi alınacak !) 23 Nisan sabahı stadta yapılacak gösterilerde görev alan paşanın son hazırlıklarını da tamamlayıp erkenden yattık. Sabah makul saatte uyanmamıza rağmen tatil modunun dibine vurmuş meleklerin uyanmamakta diretmesi sebebiyle neredeyse geç kalıyorduk. Hızlandırılmış bir kahvaltıdan sonra paşayı ekipteki diğer arkadaşları ile buluşup stada birlikte gelebilmesi için okuluna gönderdik ve biz küçük hanımla hazırlandık. Annanemizi de alıp stada gittik. Sanki diğer senelere göre daha özensiz, daha heyecansız bir 23 Nisan kutlaması oldu gibi geldi bana :/


Yaklaşık 1,5 saat süren gösteri bitiminde yorgun paşayı da alıp kendimizi EKS'ye attık :) Çünkü sevgili Tijen'in daveti üzerine bizim melekler tezgah başına geçecekti ama yola çıkana kadar bu sürprizden haberleri yoktu :)



Bizimkilerin mutfağa olan düşkünlüklerinin sonuçlarını, paşanın evde kendi kendine yaptığı kurabiye denemelerinin bıraktığı izleri sergileme zamanıydı ama bir de küçükhanımın utangaçlığı olmasa. Kısa bir gecikme ile EKS'ye ulaştığımızda herkes ön hazırlıklarını tamamlamıştı. Hemen önlüklerimizi ve şapkalarımızı takıp tezgah başına geçtik.




İlk önce miss gibi, sağlıklı mı sağlıklı bir SOMON BURGER yapılacak. Malzemelerimiz geldi, somonlarımız çekildi ve onlar da geldi sırada malzemeleri karıştırma ve yoğurma işi var. Küçük hanım önce bir heves atladı, eldivenler takıldı ve başladı harcı mıncıklamaya ama yolunda gitmeyen birşeyler var... Eldiven büyük eller de minicik olunca küçük hanım pek bir rahatsız oldu :)) Eldivenleri çıkarttırdı ama bu sefer de eldivensiz harca bulaşmaya çekindi ve işi abiye devretti :)



Köfteler hazırlandı, sevimli şefimiz Özden Yılmaz tarafından pişirildi ve bol turşu - domates ikilisi ile sağlıklı hamburgerler hazırlanıp bir kenara alındı.


İkinci olarak Narenciye Soslu Akdeniz Yeşillikleri salatası hazırlandı. Paşa malzemeleri tek tek üst üste koymayı tercih etti küçük hanım harmanlamayı :) En son sosunu da ekledikten sonra salata da masada yerini aldı. Acıkan meleklerle biz masamıza kurulmuşken miss gibi kokan muzlu pudinglerimiz de hazırlanmıştı.

Yine sıcacık, keyifli ve çok güzel bir gün geçirdik EKS'de. Vesile olan Sevgili Tijen'e, İGLO'ya, kuzularımın birbirinden güzel karelerini yakalayan canım Aylin'e, EKS ekibine bir kez daha kocaman Teşekkürler...


Bizim Minik Aşçıların haberi HÜRRİYET AİLEDE :))
Ve Bugün TV ana haberde :))

19 Nisan 2012 Perşembe

3 FOTOĞRAF




Hani bir önceki yazıda büyükmekten vs bahsettik ya, bu yazı da devamı gibi olsun, 3 fotoğrafta duygusallığın dibine vurayım istedim :)







Ve paşam...






17 ŞUBAT 2012

Bu tarih küçük meleğimin doğum tarihi :)


Dolu dolu 6 yaş olduk bile. Her dakika zaman'a "dur, geçme, büyütme meleklerimi, ben daha onların bebek-çocuk hallerine doyamadım" diyorum ama tabiiki onun beni pek de salladığı yok :) Gözümün önünde, salına salına birer küçük hanım / küçük bey oluveriyorlar hızla.

Oğlum 38numara ayakkabı giyiyor mesela (ben 38 giyiyorum)
Kızım tüm alışveriş boyunca sadece etek ve elbise deniyor :)
Oğlum kıyafet seçimlerinde sadece fikir alıyor

Kızım kendi ismini bakmadan yazabiliyor
Oğlum evimizin anahtarını, cep telefonunu ve cüzdanını almadan evden çıkmıyor
Kızım kendisine de anahtar yaptırmamızı, oyuncak telefonunda ara sıra onu da aramamızı istiyor Oğlum müzik zevkini tamamen kendisi şekillendiriyor
Kızım oyuncak laptopunda bulunan matematik işlemlerini dahi rahatlıkla yapabiliyor
Oğlum elinde liste ve kredi kartım ile eksiksiz alışveriş yapabiliyor
Kızım 3. duasını ezberledi :)
Oğlum mümkün olduğunda akşam ve yatsı namazlarında bana katılıyor
Kızım asla geri kalmıyor :) (Bin şükür)


Bu maddeler böyle uzar gider aslında, belki ara ara güncellerim ama bu yazının konusu başka idi...




Küçük hanım ve en yakın arkadaşu Duru :)


Doğumgününün yaklaştığını fark eden küçükhanım doğumgününü okulda kutlamak istediğini, hello kity'li pasta istediğini, hediyesini mutlaka sürpriz olarak istediğini (ben kendisinin seçmesini tercih ederdim her zaman da), okul sonrası da mutlaka pizza ve dolma istediğini bir bir sıraladı :)

Okulda kutlama konusu kolay, öğretmenimize bir telefonla durum bildirildi, anne gün içinde işinden izin aldı, öğle yemeğinden hemen sonra pasta kesme ve mini bir kutlama için okulda hazır bulundu :)



Pasta kısmı ondan da kolay, güzel ve maharetli Papatya Hanım'a telefon edildi, pastanın Hello Kity'li istendiğini ve mutlaka çilekli olması gerektiği söylendi ve işte sonuç....




Hediye konusu bu aşamanın en zevkli kısmıydı, Küçük hanım'a okulda aldığım yeni ayakkabıların hediyesi olduğunu söylediğimde resmen yüzü düştü, o elbiseyi alırken yanımda olduğunu o nedenle bunun sürpriz bir hediye olamayacağını söyledi :) Yüzünün asılmasına dayanamadım, sürpriz hediyesinin evde olduğunu söyledim :) Ve gördüğünde resmen çığlık attı :))


Akşam yemeği için annaneden sarma rica edildi, eve giderken de pizzalar alındı (biliyorum, alakasız ama küçükhanım'ın en sevdiği iki yemektir kendileri de :) )



Ve böylece bu senede bu özel günü hafızalarımıza not ettik.



Unutmadan not alınması gereken bir minik ayrıntı daha; pastamızla birlikte servis malzemelerini de yanımda götürdüm. Evimde geçen sene piknik sezonundan kalan metal görünümlü plastik çatallarım ve ekolojik kağıt tabaklarım vardı. Hem servis yapan ablamız hem de öğretmenimiz çatalların evde kendi kullandığım çatallar olduğunu düşündükleri için bana "burada çatalımız vardı keşke plastik alsaydınız ya da buradakileri kullansaydık" dediler :) Çatalları ellerine aldıklarında yüz ifadeleri görülmeye değerdi :))


Konuşmamızı duyan Küçük hanım ve arkadaşları da çatallarını inceliyor :)

Ben nereden aldığımı hatırlamıyorum ama siz plastik çatal-kaşık-bıçak ve hatta kadeh gibi birbirinden güzel ve şık ürünü BURADAN bulabilirsiniz. Ben de daha birkaç gün önce sevgili Yasemin'in blogunda gördüm.

18 Nisan 2012 Çarşamba

KÜÇÜK HANIM OKULDA

Başlık bir serinin habercisi gibi değil mi? :)
Neden olmasın... Malum bizim küçükhanım'ın okul maceraları başladı.

Benim çocuklarım pek ev ile okulu birbirine karıştıran, evi okulda, okulu evde anlatan çocuklar olmadığı için akşam olduğunda 2-3 cümle zor anlattırıyorum ama yine de hatıralarımızda mutlak yer almalı :)



Fotoğraf küçük hanım'ın kayıt zamanından. Nasıl da gergin gülümsemiş kuzum :)


Haftada bir gün (salı) öğle yemeği sonrası listedeki öğrencinin velisi tarafından hazırlanan ikram günü olarak belirlenmiş. Çarşamba oyuncak getirme, perşembe öğretmen tarafından belirlenen sürpriz ve cuma günü ise Free Friday yani serbest kıyafet günü. Her ne kadar diğer günler forma değil eşofman giyiyor olsalar dahi bu süslü cadılar cuma günü etek-elbise giymek için resmen can atıyorlar :)


Neyse efendim bu salı (dün) bizim günümüzdü, bir hafta öncesinden küçükhanımla başladık düşünmeye. O herkesin isimlerinin baş harfleri olacak şekilde kurabiye yapmamı istedi. Ben henüz elimde harf kalıp olmadığı için elmalı kurabiyede (şekil vermeyi de öğrendim ya artık sık sık yaparım :) ) ısrar ediyordum derken uzun bir süre çatıştık biz böyle. En sonunda istediği harf kurabiyeleri sene sonu gösterisinde yapacağıma söz vererek şimdilik kurtuldum :) O zamana kadar da şurada gördüğüm kalıplara kavuşurum diye umut ediyorum.


Viyanada öğrenci olan dayımız paskalya tatilini fırsat bilerek Umre'ye gitti, dönüşte de uçağı İstanbulda aktarma yaptığı için tatilinin kalan 5 gününü geçirmek üzere direk viyanaya uçmadı. Onun Umre'den gelişi sebebiyle bu hafta anne-babamın evi her gün ve gece ayrı gruplar olmak üzere gelen misafirlerle doldu şükür olsun. Doğal olarak her akşam iş çıkışı yatma zamanımıza kadar ben de annemlerdeydim bu sebeple. Pazartesi akşamı gelen misafirlerimiz sebebiyle kendi evime geçmem 00:30'u buldu. Hemen küçük hanımı ve küçük bey'i yatırıp mutfağa girdim. 01:15 de 2 tepsi kurabiyem hazırdı ama ben de bitmiştim. Ertesi gün bir heves kurabiyelerini okula götüren küçük hanımla okul dönüşü telefonda konuşurken sesi hiç de beklediğim gibi gelmedi. Öğle yemeğinde verilen makarnayı herkes çok sevmiş ve fazla fazla yemiş, çok doydukları için de kurabiyelere pek sıcak bakan olmamış, küçük hanım da bu duruma fena halde bozulmuş :)) "O kadar makarnanın üstüne kimse kurabiye yemedi, ben yarın herkesin kulağına tek tek kurabiyeleri hatırlatacağım işte" diye söylenip duruyordu telefonda :)

Güleyim mi üzüleyim mi bilemedim :) Ama işin kötü tarafı kendisi bile yiyememiş :)
Sonunda bugün kurabiyeleri herkese yedirebilirse eminim çok mutlu olacak benim kuzum ama bu gün de yediremezse ya da kurabiyeler bugün okulda değilse akşama ben yandım :)

13 Nisan 2012 Cuma

EKS'DEYDİK

Geçmiş tarihli yazılar yazmayı sevmiyorum zira hafızam bunun için hiç de müsait değil ancak bu bloğun var oluş amacı meleklerime anılarını bırakmak ise yazmadan geçemeyeceğim zamanlardan biri de EKS Mutfak akademisinde düzenlenen Maggi Blogger Etkinliğidir.


Birbirinden değerli yemek bloggerları ile onların takipçileri arasından bir kişinin seçilmesi ve birlikte yemek yapmalarını sağlamak şeklinde düşünülmüş bu harika etkinlik için benim partnerim çoook ama çok sevdiğim, yüzü kadar yüreği de güzel arkadaşım Ayşenimdi :)


Hava yağmurlu ve soğuk olsa da kuzularımla birlikte 10 dk gecikme ile EKS'deydik. Bol kahkaha, sohbet ve eğlence arasında süper ötesi bir menü çıkarttık. Ve hala aklıma geldikçe menünün sanki tamamen benim zevklerime göre hazırlanmış olmasına şaşırırım :) Salata hariç diyebilirdim eski ben olsaydım ama hazırladığımız ve "ı ıh ben bunu hayatta yiyemem, tatlı, ekşi, baharat ne ararsan var" dediğim salatayı en çok tüketen olunca derhal o olumsuz cümleyi de yuttum :))




Menüde;

- Kış çorbası (Ki bayılırım...)
- Tavuklu ve Sebzeli Noodle (Olmazsa olmazımdır...)

- Ekşi Elmalı, Kuru Üzümlü, Körili Salata (Şaka gibi değil mi? Ama müthişti...)

- Hot Chocolate Sufle (Meyve parçalı dondurma ile mükemmel ötesiydi...)


Tariflerin hepsini Ayşenim yukarıda verdiğim linkte tek tek yazmış olduğu için ben tekrar yazmıyorum ama salatayı mutlaka denemenizi tavsiye ederim.


Bu güzel gün için bir kez daha önce güzel arkadaşıma, nazik daveti için Yasemin Hn'a, Maggi'ye ve sıcacık ortamı ile en beğendiğim okul olan EKS Mutfak Akademisi'nin Başta Eyüp Şef olmak üzere tüm güleryüzlü ekibine bir kez daha bin teşekkür...

12 Nisan 2012 Perşembe

ŞU TAKİP OLAYI

Yazılarını zevkle okuduğum bir çok blogger arkadaşım var. Zaman zaman takipçilerinden bazen iyi bazen de şikayet baabında bahsederler, okurum ancak kendi takipçilerime bakmak hiç aklıma gelmemişti :)

E hazır dönüş yapmışken ve yeni yazılarımızla tekrar onlarla iletişime geçmeye başlamışken TEŞEKKÜRÜN EN BÜYÜĞÜNÜ onlara etmem gerek değil mi?

Yazmadığım onca zamanda dahi hala takipçi listemde olduğunuz için isimlerini tek tek yazamayacağım siz 188 birbirinden değerli ademoğluna SONSUZ TEŞEKKÜRLER :)




Bu da sizin için :)



Bu arada hazır konusu gelmişken, şu çok fazla takipçim var saçmalığı birilerinin de takibinde :) Önce buradan sonra da buradan okumanız şiddetle tavsiyedir...

İLK TOPLU MİSAFİR OLAYIMIZ

Tekrar ısınmak için paylaşmak gerek değil mi?

O zaman şuradan başlayalım; yaklaşık olarak 15 ay kadar önce taşındığım evimde daha hiç kuran okutamadım diye sızlanmalarım üzerine annemin "benim bir arkadaşım var, evi müsait olmadığı için çok istediği halde gün'e katılamıyor, onda toplanma zamanı geldiğinde sen davet edersin böylece hem onun gönlü olur hem de senin evinde kuran okunur" sözlerine resmen atladım :)

1 hafta öncesinde haber geldi ve ben pazar günü için önce kafamda menü sonra da iş çıkışlarında ufak ufak temizlik vs işlerini hallettikten sonra pazar günü yaklaşık olarak 14-15 ablayı (Malum hepsi annemin arkadaşı :) ) evimde misafir ettim.




Ben niyetimin yerine gelmesinden mutlu, annem arkadaşına yardım etmiş olmaktan mutlu, gün sahibi abla güne girmesine sebep olmamdan mutlu derken fazlasıyla sevgi yumağı bir günü alnımızın akıyla tamamladık şükür :)



En kısa zamanda kendi yaşıtım bir tayfa ile de benzeri bir gün organize etmek çabasındayım, İNŞALLAH..






Masada görmüş olduğunuz peçete bilezikleri bu kuzunun imalatıdır :) Yine içlerine tavuklu mayonez salatası koyup havuç ve maydanoz ile süslediğim Milföy kaşıkları da onun sitesinde görüp listeme almıştım. İyiki de yapmışım tüm günün konusu oldular :)




Masamızda daha başka;

- Patatesli - peynirli Gül Böreği,

- Kıymalı poğaça

- Nohut Salata,
- Yoğurt soslu 3 renk patates pastası,

- Damla çikolata ve portakal şekerlemeli kek,

- Elmalı cevizli kurabiye vardı.




Elmalı cevizli kurabiyeyi daha önce poğaça gibi ya da sigara böreği şeklinde yapardım ama buradaki halini bulduktan sonra artık başka türlü yapma gereği duymadım. Görsel olarak gayet hoş çünkü.