15 Haziran 2012 Cuma

ORTAKÖY - KABATAŞ



Çok uzun zamandır çocuklarım olmadan hafta sonu programı yaptığımı bilmezdim. Geçtiğimiz hafta sonlarından birinde çocukların babasında olması sebebiyle bir pazar günüm tamamen bana kaldı. Sudan çıkmış balık hali, kararsızlık, şaşkınlık, eksik olma hallerini saymazsak (ki gel de sayma !) keyifli sayılabilecek, sakin bir gün geçirdim.

Ortaköyde oturan bir arkadaşımla buluşmak üzere sözleştikten sonra vakitlice evden çıktım. İlk defa çocuklarsız, teferruatsız ve bu kadar hızlı hazırlanabildim :) Önce Kadıköy sonra da vapurla Beşiktaş ve Ortaköy yaptım. Normal zamanda hayatta çekilmeyecek uzunluktaki bu yol, onca sıcağa rağmen hiç de zor gelmedi bana. Arkadaşımla Kabataş Erkek Lisesi önünde buluştuk ve Günün ilk bölümünü konumu ile beni her zaman mest etmiş okulun Pilav Gününde harika bir Yeni Türkü konseri ile şenlendirdik.


Kabataş Mezunu arkadaşım her ne kadar kendi döneminden fazla arkadaşını görememiş olmaktan yakınıyorsa da ben bu eşsiz manzaranın tadını çıkarmakla o kadar meşkuldüm ki kendisi duymadım bile :))



Daha sonra Yıldız Parkında sakin ve bol sohbetli bir yürüyüş gerçekleştirdik ve kendimizi Yıldız Parkının derinliklerine saklanmış ama yine de boş masa bulmak için sıra beklemek zorunda kaldığımız Kır Kahvesine attık.

Nefis bir menemen, bol patates kızartması ve çay eşliğinde ilk defa bu kadar geciktirdiğim kahvaltımı da yaptıktan sonra senelerdir ilk defa hiç yerimden kalkmadan, çocukları merak etmeden, gözüm sürekli sağda solda onları aramadan ve sözüm onyüzbinmilyon kez kesilmeden saatlerce sohbet ettim :) En sonunda miss gibi orta kahve ve lokumlarımızı da tüketip yine aynı ahestelikte yürüyerek, temiz havanın ve sakinliğin tadını çıkararak Yıldız Parkını terk ettik. Arkadaşımı Ortaköydeki evine uğurladıktan sonra konuştuklarımızın ağırlığı, çocuklarımı özlemenin acısı, sakinliğin verdiği huzuru da alarak yine aynı yollardan evime döndüm.


Belki fazlasıyla basit ama benim için bir çok ilkleri barındıran ve bana göre mutlaka not düşülesi bir gündü :)

MİSAFİRİMİZ ROWENTA

Hani şurada size bahsettiğim Kırmızı Kız :) varya, işte o bize geldi de gitti bile.


Aynen yazıda da bahsettiğim gibi kendisi büyük tekerlekleri sayesinde fazlasıyla kıvrak, torbasız oluşu sayesinde son derece pratik, şekil itibariyle farklı, emiş gücü ile de son derece eşsiz bir güzellik. Hafta içi fazlasıyla yoğun çalıştığımdan sadece 1 kez hafta sonu temizliğinde kullandım ve gerçekten pek çok yönden de memnun kaldım. Benim tek şikayetim yaz sebebiyle kullandığım ince halıların süpürgenin yüksek emiş gücü sebebiyle fazlasıyla toplanması idi. Ancak daha sonra süpürge ile ilgili düşüncemi sormak için arayan Fikrimühim'den Zerrin Hn.'ın uyarısı sebebiyle bu toplanmanın tamamen benim dikkatsizliğim sebebiyle olduğunu öğrenmiş bulunuyorum :)


Şöyle ki; süpürge teslim edildiği esnada normalde benim evde olup kısa tanıtımı ve gerekli uyarıları dinlemem gerekti ama hafta sonu program yoğunluğu ile hafta içi iş yoğunluğu birbirine karışan bendenizin bu kadarcık bile vakit ayıramaması sebebiyle ürün sadece kargo ile iş yerime gönderilmek suretiyle bana ulaştı. Bu sebeple ben de süpürgeyle akşam eve ulaştığımda direk dene yolu ile merhabalaşabildim :) Hemen elimin altında olan" emiş gücü ayar düğmesini" de fark edemeyince ortaya aşağıdaki gibi görüntüler çıktı :)


Ama yineliyorum, bu sadece benim dikkatsizliğimin göstergesidir.


Neyse işte, bu güzel kız (kısa sürede evin kırmızı kızı oldu :) ) şimdilik maddi sebeplerden dolayı evimizde kısa süreli misafir olsa da biz kendisini çook sevdik ve elektrikli süpürge ihtiyacı olan herkese KESİNLİKLE TAVSİYEMİZDİR !!