18 Nisan 2012 Çarşamba

KÜÇÜK HANIM OKULDA

Başlık bir serinin habercisi gibi değil mi? :)
Neden olmasın... Malum bizim küçükhanım'ın okul maceraları başladı.

Benim çocuklarım pek ev ile okulu birbirine karıştıran, evi okulda, okulu evde anlatan çocuklar olmadığı için akşam olduğunda 2-3 cümle zor anlattırıyorum ama yine de hatıralarımızda mutlak yer almalı :)



Fotoğraf küçük hanım'ın kayıt zamanından. Nasıl da gergin gülümsemiş kuzum :)


Haftada bir gün (salı) öğle yemeği sonrası listedeki öğrencinin velisi tarafından hazırlanan ikram günü olarak belirlenmiş. Çarşamba oyuncak getirme, perşembe öğretmen tarafından belirlenen sürpriz ve cuma günü ise Free Friday yani serbest kıyafet günü. Her ne kadar diğer günler forma değil eşofman giyiyor olsalar dahi bu süslü cadılar cuma günü etek-elbise giymek için resmen can atıyorlar :)


Neyse efendim bu salı (dün) bizim günümüzdü, bir hafta öncesinden küçükhanımla başladık düşünmeye. O herkesin isimlerinin baş harfleri olacak şekilde kurabiye yapmamı istedi. Ben henüz elimde harf kalıp olmadığı için elmalı kurabiyede (şekil vermeyi de öğrendim ya artık sık sık yaparım :) ) ısrar ediyordum derken uzun bir süre çatıştık biz böyle. En sonunda istediği harf kurabiyeleri sene sonu gösterisinde yapacağıma söz vererek şimdilik kurtuldum :) O zamana kadar da şurada gördüğüm kalıplara kavuşurum diye umut ediyorum.


Viyanada öğrenci olan dayımız paskalya tatilini fırsat bilerek Umre'ye gitti, dönüşte de uçağı İstanbulda aktarma yaptığı için tatilinin kalan 5 gününü geçirmek üzere direk viyanaya uçmadı. Onun Umre'den gelişi sebebiyle bu hafta anne-babamın evi her gün ve gece ayrı gruplar olmak üzere gelen misafirlerle doldu şükür olsun. Doğal olarak her akşam iş çıkışı yatma zamanımıza kadar ben de annemlerdeydim bu sebeple. Pazartesi akşamı gelen misafirlerimiz sebebiyle kendi evime geçmem 00:30'u buldu. Hemen küçük hanımı ve küçük bey'i yatırıp mutfağa girdim. 01:15 de 2 tepsi kurabiyem hazırdı ama ben de bitmiştim. Ertesi gün bir heves kurabiyelerini okula götüren küçük hanımla okul dönüşü telefonda konuşurken sesi hiç de beklediğim gibi gelmedi. Öğle yemeğinde verilen makarnayı herkes çok sevmiş ve fazla fazla yemiş, çok doydukları için de kurabiyelere pek sıcak bakan olmamış, küçük hanım da bu duruma fena halde bozulmuş :)) "O kadar makarnanın üstüne kimse kurabiye yemedi, ben yarın herkesin kulağına tek tek kurabiyeleri hatırlatacağım işte" diye söylenip duruyordu telefonda :)

Güleyim mi üzüleyim mi bilemedim :) Ama işin kötü tarafı kendisi bile yiyememiş :)
Sonunda bugün kurabiyeleri herkese yedirebilirse eminim çok mutlu olacak benim kuzum ama bu gün de yediremezse ya da kurabiyeler bugün okulda değilse akşama ben yandım :)

Hiç yorum yok: