30 Temmuz 2010 Cuma

ORTAKÖY'DEN

Bir önceki çalıştığım şirketten ayrılmış olsamda, yitirmekten korktuğum güzel arkadaşlıklarıma duyduğum özlemle geçtiğim hafta pazar günü Ortaköy'ün yolunu tuttum. Günün sabahını yakınımda oturduğu halde yoğun çalışma temposundan bir süredir görüşemediğim arkadaşımın kahvaltıya gelmesiyle başlattık. Daha sonra hazırlanma telaşı ve kadıköy yolları. Vapurla beşiktaş ve oradan da Ortaköy...





Güzel arkadaşım bizi yolda karşılayıp evine geçmeden, daha önceden planladığımız gibi Ermeni bir arkadaşı için organize edilen BABY SHOWER'a katılmak üzere ORTAKÖY MERYEMANA ERMENİ KLİSESİ'ne götürdü bizi. Büyük duvarlar içerisindeki labirent şeklindeki yapının içinde bir süre gezindikten sonra organizasyonun yapıldığı bölüme geçtik. Ne kadar sıcak ve samimi karşılansak da misafir olduğumuz için fazla fotoğraf çekmek istemedim.

Ama kiliseden ayrılmadan gezme fırsatı yakaladığımız dua odası boş olduğu için elimden makinemi düşürmedim :)


Dua etme, dilek dileme şekillerimiz farklı olsada, her kapı YARADAN'a çıkar düşüncesiyle farklı dilekler için yanan üç mum bıraktık biz de ardımızda.








Kalderam dahi büyük bir merakla inceledi her objeyi, duvardaki panoları, vs...

Ve işte arkadaşımın, penceresinden zoom yapmadan birebir şu kareyi yakalayabildiğim, küçücük, sıcacık, şirin evindeyiz. kavurucu sıcaktan sonra serin sulara atlamış kadar olduk :)
Dibine vurduğumuz sohbet, kahkaha, anılar ve özlem dolu saatlerin sonunda eve dönme vakti geldi. Önce kısa bir Ortaköy turu ve dondurma keyfinden sonra rüzgarına bayıldığım vapur yolculuğu ve karanlığın belirginleşmesiyle kendimizi attığımız evimiz :)

Birsen yahu; "doğma büyüme İstanbulluyum, defalarca şu Ortaköy'e gelmişliğim vardır, etrafımda binlerce insan kare kare fotoğraf çektirmiştir, nedense bir tek kare fotoğraf çektirmek aklıma gelmedi, çok mu cinsim ben ? " diye sormamdan 15-20 dk sonra boğazın yosun kokusu, dalgaların o vazgeçemediğim sesi, yeşille mavinin en güzel tonlarına dalmışken arkadaşımın habersizce çektiği bu fotoğraf da elimde ORTAKÖY HATIRASI olarak kaldı :)
(Fotoğrafın renkleriyle oynadım mı? EVET Neden? Ben de bilmiyorum :) )

7 yorum:

Suzy dedi ki...

Oooh, İstanbul'un tadını çıkarmış üç kafadar:D Hepinizi kucaklıyorum, seviyorum, öpüyorummmm...kokulu kokulu.

CADI KIZIN DIRDIRI.. dedi ki...

canım iyi gezmişsin yarasın inş:)
dualarında kabul olsun inş..

he buarada şu kızını ısır yerime ama mınıciiiik acı yok ok :))

nalan dedi ki...

ooooh sefan olsun
ankaraya gelmiyor musun?

VOLKAN - KALDERA dedi ki...

@Suzy; gel de birlikte gezelim kuşum :) Bizde seni...
@C.K.D.; Amiin canım, anlaştık, acı yok :)
@Nalan abla; Oldu valla abla, sorma :) İşe yeni girdim abla izin zor, hem Ankara benim için gidilesiliğini daha bi yitirdi, malum. Ama kısmet, belli mi olur? :)

neval dedi ki...

2 sene ortaköyde kaldım ama bir kere bile sahile inmek kısmet olmadı şimdi farkettim

Aysultan... dedi ki...

ohh keyfin hep yerinde olsun inşallah:)))

Stil Direktoru dedi ki...

Kocaman oldular yahu onu bunu bilmem ama yüzünüzdeki huzur yeter kankam