3 Kasım 2009 Salı

4 GÜNÜN İLK 2Sİ

Şükür depresif hallerden arındık, 4 günlük ev tatilini :) harika değerlendirdik.
Mutfakta eğlendik, banyoda eğlendik, bilgisayar başında eğlendik, yetmedi çıktık sokaklarda eğlendik :))
Hepsi iyi hoş da bu aklıevvel anne hepsini nasıl hatırlayıp atlamadan sıralayacak işte orası meçhul :)
Neyse biz çarşambadan başlayalım da arkası gelir inşallah.
Çarşamba günü 12:30'da paydos etmiş olmanın verdiği mutluluk, son dakika öğrendiğimiz bir çıkarılma haberi ile gölgelense de yarım günü kendimize 'çalmanın' hepimize iyi geleceğini bildiğimizden, 2 arkadaşımla birlikte kendimizi ilk önce Yaşar Pide Salonu'na daha sonra da Mado'ya attık.
Benim annem de babam da Samsunludur. Samsunda yediğim Bafra pidesinin tadını İstanbul da hiçbiryerde bulamamış, her seferinde yağının kokusundan, hamurunun ağırlığından şikayet etmiş biri olarak çarşamba günü Üsküdar Doğancılar Parkı Karşısı, Müsahipzade Celal Sahnesi yanında YAŞAR BAFRA PİDE SALONU'nda yediğim Pideden sonra tüm şikayetlerimi geri almış bulunuyorum :) (Yumurtalı olan benim değil tamamen UĞUR'cuğumun zevksizliğidir :P )
Kahvelerimizin tadı sohbetimizle kah şekerlendi, kah buruldu :/

Buruk anlarımızı kurtarması için manzaradan medet umduk ama, o kendi derdindeydi :(

Zira tam bağrında devam eden inşaatın çirkinliği manzarayı çoktan yutmuş, bitirmişti :(

Yağmur 29 Ekim öncesi İstanbul'u tüm pisliklerinde temizlemek istercesine hızlı hızlı yağarken bir arkadaşımızı Beşiktaş motoruna emanet edip diğer arkadaşımla birlikte çocuklarımıza kavuşmak için en yakın duraktan otobüse attık kendimizi.
Perşembe sabahı tüm günü evde geçirmek düşüncesi ile uyandık ama öğleden sonra hepimizin canı sıkıldı.

Bizde önce kendimizce 29 Ekim kutlamalarına katıldık,

daha sonra pişirdiklerimizi de alıp alt kat komşumuz ve yaşları yaşlarımıza, huyları huylarımıza uygun çocukları ile arka bahçemizde çay sefası yapmaya karar verdik. Biz komşumla bahçemizdeki kapalı ........ (kelimeyi bulamadım bulunca düzeltirim :) ) çayımızı içip hazırladığımız atıştırmalıkları tüketirken beyler derin bir sohbete dalmış,

kızlar da büyük bir hararetle tohum toplamaya koyulmuştu :)

Cuma sabahı güzel bir kahvaltıdan sonra Kaldera Hanım'ın özel isteği üzerine,

çocukların vazgeçilmezi hazırlandı (Evet gelin kuzum yine :S ) ve küçük hanım ile birlikte annaneye bırakıldı.

Oğluşum ve küçük kızkardeş ile birlikte Maltepe Carrefourda önce karnımızı doyurduk daha sonra 2 kafadar "Yukarı bak"ı izlemek üzere sinemaya girdiler. Anne ise pazar günü gidilecek doğum günü için hediye araştırmaya ve çocuklara için alışverişe yollandı.

Bu pidenin yukarıda bahsettiğim pide ile yakından uzaktan alakası olmamakla birlikte, çocukların isteği kırılamayarak mecburen alınmış, sırf yanında ikram edilen bool köpüklü ayranın hatırına yenilmiştir :)

Yaklaşık 3,5 - 4 saat kadar süren alışveriş macerasının sonunda annaneye döndüğümüzde bizi büyük kardeş, kardeşin evlendikten sonra izini kaybettiği ancak 5 sene sonra sokakta yürüken çarpışarak yeniden bulduğu çocukluk arkadaşı, miss gibi bir sütlü kahve ve bol anı + kahkaha bekliyordu. Ahh o yorgunluğa nasıl da iyi geldi bir bilseniz :)

Böylece cuma günü de tamamlamış mı oluyoruz :)

E bana mola o zaman.

Bir beyin bu kadara da zorlanmazki canım, yarın birgün hesap soracak valla benden :)

3 yorum:

nalan dedi ki...

güzel günlerin çoğalması dileğimle

Gidi Kuzgun Güdük Fare dedi ki...

Ohh mis gibi 4 gün geçirilmiş ve yine o kakaolu toplardan yapılmış!!!Kanıma girmeyin kardeşim,çok pis canım çekiyo,topunuzda gözüm var bilesiniz :P :P Yarın izin günüm malzeme alıp yapsam mı ne :))

MARİFETLİ PERİ dedi ki...

Valla ben kurcalamadım sen kendin yazmışsın. Benim ve eşimin ailesi de Samsun'da :)) Maltepe Carrefour'a da birkaç kez gitmişliğimiz var. Üsküdar'daki pideciyi de yazdım bir yere. Hadi bakalım :)