5 Mart 2009 Perşembe

KÜÇÜK ŞEYLER... 11/4/08

Çalışma hayatına hızlı bir dalış yaptım (tıpkı bu yazıya olduğu gibi) Pazartesi günü kulağım telefonda beklerken aldım haberini, çok istediğim bir firma ile görüşmelerim olumlu sonuçlanmış ve benden evraklarımı hazırlamam isteniyordu. Bu haber gelmeseydi salı sabahı çok da istemediğim bir başka firmaya başlamak durumunda kalacaktım ki Allahtan bu olmadı. Salı günü Muhtarlık, fotoğrafcı, sağlık ocağı, adliye, banka, ...... şeklinde koşuşturmalarımı tamamladım ve çarşamba günü öğleden önce firmaya evraklarımı teslim ettim. (NOT : Yeni kanuna göre işçi çalışmaya başlamadan 1 gün önce sigortasının başlanması gerek-miş)

Perşembe sabahı iş başı yaptim ve son derece memnunum kararımdan. İnsan gelişimine, eğitimine son derece önem veren, çalışan memnuniyetini üst düzeyde karşılayan bir firmada görev alıyorum artık. Bu arada firmanın dopdolu içeriğe sahip bir de kütüphanesi var. İlk kitabımı bugün okumaya başladım (serviste) Prf. Dr. ÜSTÜN ÖKMEN'in KÜÇÜK ŞEYLER adlı kitabı.

Televizyonda izleyen olmuştur belki (ben izlememiştim) "küçük şeyler" adlı programda anlatılanların daha yalın, anlaşılır ama daha fazlası şeklinde açıklıyor kitabını hoca.

Şimdilik kitabın ilk sayfalarından küçük bir hikaye paylaşmak istiyorum sizlerle ama daha sonra yazmak için not aldığım birçok bölümü var kitabın. Vakit buldukça bunları da yazacağım.

İKİ DOST BİR KUŞ

2 arkadaş varmış okadar haylaz okadar çok konuşurlarmış ki gören herkez bu iki arkadaşa evladım az ve öz konuşun dermiş. Zamanla bu iki arkadaştan birinin adı "az" diğerinin ise "öz" kalmış. Az çok haylazmış, öz de haylazmış ama iyi-kötü ucundan kenarından okurmuş. Eski yunan'dan, Roma'dan, Türk'ten kitaplar okurmuş. Az ile öz zaanla kötü işlere bulaşmış, kötü adamlarla dalaşmışlar. haydıtlar bir gün az ve öz'ün gözlerini bağlayarak günlerce yol gittikleri uzaaak bir diyara götürmüşler. Taştan bir odaya kapatmışlar, odanın duvarında sadece küçük bir pencere varmış. Bu pencereden sadece gökyüzü görünüyormuş. Az ve öz'ün gözleri bu odaya girdiklerinde açıldığı için nereye getirildikleri hakkında fikirleri yokmuş. Günlerce yol gelmenin yorgunluğuna dayanamayan öz hemen uyumuş az ne olur ne olmaz diye uyuyamamış. Bir zaman sonra uyanan öz az'a herhengi bir şey olup olmadığını sormuş. Hiçbirşey olmadığını sözyeleyen az'a "hiçbirşey duymadın, görmedin mi" demiş. Az, "Hayır, sadece pencereye bir kuş kondu ve bir süre sonra da gitti" demiş. Nasıl bir kuş olduğunu sormuş öz. Az, "Bilmiyorum dikkat etmedim, basbayağı bir kuştu" demiş. Öz, "Gagası nasıldı?" diye sormuş. Az, " Ne bileyim, dikkat etmedim" demiş. Öz çok üzülmüş, "Eğer o kuşun gagasına baksaydın şimdi nerde olduğumuzu bilebilirdik" demiş. Az, "Saçma bir gaga çok küçük birşey, ona bakıp nerede olduğumuzu nasıl öğrenebilirdik ki?" demiş.
Öz "Bu dünyada bakmasını bilen göz için her şeyin bir anlamı vardır, küçük diye birşey yoktur." demiş ve anlatmaya başlamış;
" Eğer kuşun gagası uzun ise bizi Alma'nın (ALMA yola çıktıkları kasaba) kuzeydoğusundaki bataklık bölgeye getirmişlerdir. Uzun gagalı kuşlar suyun dibindeki solucanları, küçük kabukları toplar çünkü. Eğer kuşun gagası, kısa, ince ve sivri ise ağaç kabuklarında böcekleri yiyordur bu durumda bizi güneydeki ormanlık bölgeye getirmişler demektir. Eğer gagası eğri, çapraz uçlu ise, çam kozalaklarının oullarını ayıran bir çapraz gagadır. Bu durumda batıdaki çamlık bölgeye getirmişler demektir. Eğer gagası kısa, kalın, güçlü ise tohumların, yemişlerin, sert kabuklarını kırıyordur. Bu durumda Alma'nın kuzey batısındayız demektir. Nerede olduğumuzu bilmek ise kurtulma yolunda ilk adım olabilir." demiş. Az duyduklarına çok şaşırmış ve bir okadar da üzülmüş. Arkadaşına bunları neden daha önce anlatmadığını sormuş. Öz, "daha önce böylesine zor durumda kalmamıştık da o yüzden, her durumda işe yarayacak küçük bilgiler vardır, bunları bilirve gerektiği durumlarda kullanırsan büyük sonuçlar ortaya çıkar, küçük büyüğün aynasıdır, azlık çokluğun özüdür" demiş.

Sözün özü; Evren bir bütündür, tektir. Belki bu yüzden evrende birbiriyle tamamen ilişkisiz iki şey yoktur. İlişkileri görebildiğinizde evren kalbini açar size...

Hiç yorum yok: