13 Mart 2009 Cuma

BEZGİNİM, BEZGİNSİN, BEZGİN 6/11/08

Bugün değiştiğimi fark ettim. Yaşlandığımı hissettim. (12/12/78 doğumluyum ama öyle hissettim bir an) Artık daha tahammülsüz olduğumu, fazla kelime sarf’ına, harf ziyanlığına gelemediğimi fark ettim. Rahmetli Kemal SUNAL’ın oynadığı “KİRACI” adlı bir film vardı. Hatırlamayan var mı? O filmde evsahibinin sıklıkla söylediği cümledeki gibi. “Allah’ın bahşettiği nefesi boşa tüketmeyelim”.

Saçma sapan olaylara, alakasız takıntılara, gereksiz ayrıntılara ne çok takılıyor, üzerinde ne çok gereksiz konuşmalar hatta tartışmalar yapıyoruz. Bir başkasının yerine geçici olarak sekreterya görevini yürüten aslında işi bu olmadığı için geçici de olsa bundan rahatsız olan birinden sorduğum soruya “ben nereden bileyim” şeklinde cevap alınca otomatikman “orada oturuyorsan bileceksin” cevabını verdim. Aslında hiç muhatap olmamalıydım ama verdim bir kere. Üstüne “offf ……. Benim canımı sıkma” cümlesini duyduğum anda, gereksizliğe bodoslama dalmışlığımın verdiği pişmanlığım beni boğdu ama… Allahtan elim dilimden önce davrandı da telefonu kapattı. “Ya sabır”, “ey Allahım” kavlinden bir iki söylenmenin sonunda unuttum gitti. O kişiyi gördüğümde selam verme duygusu içimde belirmediğinden de selam vermedim. Özel olarak ben buna küsüm vs. selam vermeyeyim aman göz göze gelmeyeyim şeklinde saçma düşünceler beslediğimden değil asla, hiç alakasız insanları da gördüğümde bazen selam vermek içimden gelir veririm bazen de gelmez onlar selam verirse cevap veririm o kadar.
Bugün ayakkabısının erimiş lastiklerinin altından çıkan çivilerin o insanın beynine işkence eden tıkırtılarını, gömleğinin göz bozan cinsinden mor’unu, saçlarının en yağlı kısmını bir yanında diğerine savuran istemsiz ve gereksiz el hareketlerini de yanına alarak odama geldi. Karşımdaki sandalyeye oturduğu anda konuşmanın başından sonuna gereksiz olacağını hissederek bana “iş uydur ve kaç” diyen iç sesimin aksine oturduğum yerden kalkamadım. O gereksiz binlerce kelimenin arasına “ama…..”, “hede…..”, “hödö….” şeklinde birkaç kez girmek istesem de başarısızlığım yılgınlığımı artırdığı için sustum. En sonunda “bittiyse bu gereksizliğe son verelimi, biraz işim var da” diyebildiğimi ve içimden “lütfen giiiiiit”, “kusmak istemiyorum giiiiit” diye haykırdığımı hatırlıyorum.
İşte bu 15-20 dk.lık zaman diliminde anladım ki, tahammül sınırlarım çok daralmış, gereksizlik çerçevem daha bir küçük artık. Yaşanana olayların “su akar yolunu bulur” türünden kendince ilerlemesine, çırpınmaların, kulaçların, debelenmelerin nafileliğini bir kez daha hissettim o an. Benim gücüm tükenmiş, tartışmak, savunma yapmak, açıklama gereği hissetmek artık bana çok uzak şeyler. He he deyip geçtiğimi, Nasrettin Hoca misali “sen de haklısın, evet evet sen de haklısın” kalıbı içerisinde daha az yorulduğumu hissettim. Zevkleri, tercihleri, düşünceleri tartışmanın kişiler üzerindeki değiştiremezliğini, her geçen gün esnek fikirlerden ziyade betonlaşmış kalıpları kabullenişimizi, betonlaşmış bir kalıp içerisinde kabullenmenin sürüklenmişliğinde buldum kendimi.
Hayaaaaaat beni neden yoruyosuuun…




YAZININ YORUMLARI


Erdal ERDOGDU
abla sana da bi büyük maltana tavsiye ederim, yanına kavun peynir filanda ayarla, bak derdin tasan kalıyor mu? iş dünyası zor, belki de insanlarla uğraşmak zor, keşke kendime ilaçım olsa da sanada azcık verebilsem ama biliyosun, ben de bezginim..


kelebekgibi
Hmm, kendimdende birseyler buldum, meselabu tahammülsüzlük. Sabirsizlik…Bu elimizde olmuyor, acaba bunlardan siyrilmanin yöntemi var midir ki!Hep gipta ederim rahat genis insanlara, ne rahat gözükürler öyle ama belkide öyle degillerdir…Insanlarla her zamaniyi olunmuyor iste ama gecicidir..

kalderavolkan
@kardeşim; Bulsam anında eve 1 kasa alacağım şüphen olmasın, şişeden benzetip başka birşey alırım diye korkuyorum Sen kendine iyi bak, bir an önce toparlan da o yeter.
@; Sıyrılmak değil de zamanında çok yıpranmaktan geliyor gibi kelebek’im. Çok sırtlanıyoruz dünya telaşını, başkalarının görevlerini (yani en azından benim için öyle) bu durumda da erken STOP ediyor beyin )

Hiç yorum yok: