4 Mart 2009 Çarşamba

PINAR YÜCEL'İN SON YAZISI 9/1/07

İşte sizlere tanıştırmak istediğim, yaptığı onca işin başında anneliğini mükemmel bir şekilde sürdüren, koltuğunun altında 3-4-5 karpuzu bir arada taşıyan, yazılarını her okuduğumda birkez daha gurur duyduğum, anneyiz.biz'în bebekliğinden bu zamana kadar takipçisi olduğum ve olmaktan vazgeçemeyeceğim bir SİTE YÖNETİCİSİ/SAHİBİ, YAZAR, TV. PROGRAMCISI, RADYO PROGRAMI YAPIMCISI VE EN ÖNEMLİSİ KENDİSİNİN TANIMADIĞI BİNLERCE İNSANIN EN YAKIN ARKADAŞI VE EMRE BERENT'İN GÜZEL ANNESİ PINAR. Aşağıdaki yazı ise bu güzel insanın okurken geçmişe gittiğim, anneyiz.biz'in iletişim platformunda okuduğum o mail ve sonrasındaki duygularımı bana tekrar hatırlatan ve kızgınlığımı depreştiren yazısı; www.anneyiz.biz


Benim param, benim param mıdır?Şu reklam var ya hani, “zaten hamburgeri de bana ödettin” diyor kız. Erkek arkadaşına.Bunlar öğrenci anlıyorum ama…Ben öğrencilik zamanı bitmiş, yaşlar büyümüş, evlenilmiş veya evlenilmemiş, sonuçta birbirinin tenine dokunan, beraber uyuyan çiftlerden bahsediyorum bu yazıda. Karı olunur. Koca olunur. Sevgili olunur fark etmez.Bayramda bir arkadaşım, yakın bir erkek arkadaşından bahsediyor. “Kız arkadaşı ile problemleri var” diyor. “Nedir?” diyorum. “Kız inanılmaz maddiyatçı hediye alışverişinde bile sorun çıkarmış. Ben daha çok para harcadım diyormuş.” diyor.“Ne zamandır birlikteler?” diyorum. “Uzunca bir süre” diyor.Anlayamıyorum…Sonra Emre ile yemek yiyoruz balıkçıda. Yan masada oturanlar konuşuyor. Karı koca ballandıra ballandıra aidatı, kirayı, doğalgazı, herhangi bir faturayı, eve gelen kargonun parasını, çocuğun ihtiyaçlarını resmen yarı yarıya ödediklerini konuşuyorlar. Karşılarında oturana da tavsiye ediyorlar. “Herkesin parası kendine…” diyorlar.Anlayamıyorum…Geçen yıl bizim iletişim platformunda bu tip bir yazışma olmuştu üyelerimiz hatırlarlar belki. Bir okurumuz şöyle bir soru sormuştu. “Eşim benden borç istiyor. Daha önce vermiştim geri ödemedi şimdi sizce vermeli miyim?”Anlamamıştım…Hala anlayamıyorum…O zaman da bu konuya takmıştım ama kapamıştım. “Eşim” kelimesini kullanan biri “nasıl borç istiyor” diyebilir demiştim. Tekrar tekrar okumuştum. Ne yazık ki doğru okumuştum. Son günlerde o kadar çok benzer şeyler duyuyor ve görüyorum ki şaşırıyorum. Bilmiyorum. Acaba ben mi yanlışım. Bu olayları duyduğum diğerleri mi doğru? Ben mi fazla anaç ve beklentisiz biriyim? Salak mıyım? Bu konuda doğru ne yanlış ne? Yazının girişinde de söyledim.Seviştiğiniz adam söz konusu olan. Veya yanında uyuduğunuz kadın söz konusu. Akşam beraber uyuyup, sabah “doğalgaz faturası 220 Lira geldi. Al sana 110 Lira” nasıl dersiniz yahu?“Benim param benim param” diye bir düşünce şekli, ortak bir şeyler paylaştığınız, en özel anlarınızda arayıp “kendimi kötü hissediyorum” dediğiniz veya “özlediğiniz” ya da “sevdiğiniz” insana haksızlık değil midir?Eşiniz olmasına da gerek yok tekrar ediyorum. Sevgiliniz de olsa sadece, bu bakış açısı nasıl bir bakış açısıdır? “Ben hediye için senin harcadığından daha çok para harcadım” demek bana göre kendini bilmemek demektir.Birine dokunuyorsan. Karşısında çıplaksan. Ruhunu açtıysan. Artık sen. Tek değilsindir demektir!“Benim param benim param” cümlesine karşı ayakta duruyorum. Direniyorum. Kabul etmiyorum. “Benim param senin paran” şeklini de içim almıyor. Sevmiyorum. Ben “Benim param bizim paramız” haline veriyorum oyumu.Reddediyorum diğerlerini. İstemiyorum faturayı ortak ödemeyi. Kim müsaitse o öder. Ortam neyi gerektirirse o halleder. Kadını yoktur kazanmanın, ödemenin, harcamanın. Erkeği de. Eğer bu ikisi birlikteyse. Olay olmuştur artık “Bizzz” şeklinde. Yapılacak bir şey varsa yapılır. Yapamayacak olanın yapamaması hakkında konuşulmaz. Yapabilecek olan ve yapan da, yaptığı ile gurur duymaz.Peki ben şimdi ne demek istiyorum?Bir süredir anlama ve algılama arızası var bende arkadaşlar. Özellikle bazı konularda geniş açı bakamıyorum. Hele hele bu konuda bir at gözlüğü takmışım ki çıkarabilene aşk olsun.Oysa ben gayet relaks, rahat, beklentisiz bilirdim kendimi. Tek derdim anlamak, anlaşılmak olsun derdim. Büyük konuşmuşum, çok fena bir dertmiş bu, doluya koyuyormuşsun almıyormuş, boşa koyuyormuşsun dolmuyormuş, yaşayınca öğrendim.* Dikkat ederseniz bu yazıda da bu açıklamada da iki kelime aynı cümle içinde kullanılmamıştır. KADIN. ERKEK.


Sevgiler

Hiç yorum yok: