BİR HAFTASONUNUN ARDINDAN

Önce bu cicilerle başlamak istiyorum :)

Dünya güzeli kuzum, papatyam, gönlü güzel kardeşimin evi ile işyerimin 10 dk'lık mesafede olduğunu daha önce yazmıştım. Şirketimin Mecidiyeköy'e taşınması söz konusu olunca biz birdaha bu kadar sık bulamayacağımız görüşme fırsatlarını sıklaştırma kararı aldık :)

Güzel papatya'm çarşamba günü bana geldi, evet hemde soğukta, o yağmurda. Tabii yine her zamanki gibi eli boş gelmemişti, doğumgünümde görüşemediğimiz için hediyesi ile gelmişti. Sadece kendisinin olsa iyi, bir de Aysultan'dan hediye getirmişti ki nasıl mahcup oldum anlatamam. papatyamla bir şekilde ahediye alış verişimiz var ama Aysultan'ım beni utandırdı :) Eve götürdüğüm akşam annem de bizdeydi ve o da ben de bayıldık bu güzelliklere :)

Güzeller, ömrünüz de yüzünüz gibi, kalbiniz gibi güzel olsun İNŞALLAH :)

Yine önceki yazılarımın birinde oğluşun Grafiti yazılara ilgi duyduğunu yazmıştım. Son zamanlarda kendini iyice geliştirdi :) Yazdıkları daha anlaşılır, daha yaratıcı olmaya başladı. Bir ilgi alanı olması, kararlılığı inanılmaz hoşuma gidiyor ancak oğluşumun bu hevesini geliştirmek için ne yapabilirim bilmiyorum :/ Bu yazıların çok renkli olanlarını internet araştırmalarım esnasında gördüğüm için bolca keçeli kalemler, boya kalemleri vs aldım ama açıkcası bana bile yeterli gelmedi bu teşvik. Yardımlarınıza, yönlendirmelerinize ihtiyacım var bilesiniz :/

Ve bizim evin kızsal halleri :) Balerin olmaya karar veren kızım sabah gözünü açar açmaz etek diye tutturuyor :) Cumartesi sabahı evden çıkma aşamasında ikna etmek için döktüğüm dillerin haddi hesabı yok. En sonunda eteği gittiğimiz yerde giymek üzere yanımıza alarak ortak bir yol bulduk :)

Sonunda da harika cumartesi'nin melek mimarları :) Cumartesi sabahı kahvaltı için İtalyadan kesin dönüş yapan Asloşumdaydık. Şirkette başlayıp iş arkadaşlığından can yoldaşlığına ilerleyen arkadaşım B..., melek kızı yani kızımın kankası Zeynep ve benim melekler ile kahvaltı sonrası ICE AGE 3'ün o keyifli sahnelerinde bolca kahkaha attıktan sonra bu canavarlarının enerjisini atmak için en iyi yolun top havuzu olduğuna karar verdik :)

Tabii benim delikanlı oğlum bizimle bebek(!) muhabbetine takılmak istemediği için yemeğini yedikten hemen sonra Alvin ve Sincaplar'ı izlemek üzere sinemaya girdi. Bu iki cadıyla biz de doğru oyun alanına :)

Soğuk, yorucu ama MUTLU bir cumartesi ve ardından TEMİZLİK ve DÜZEN kokan bir Pazar'ı arkamızda bırakarak yeni bir haftaya daha başladık bakalım hayırlısıyla...