30 Temmuz 2009 Perşembe
TAVA BÖREĞİ VE HARDALLI PATATES SALATA
29 Temmuz 2009 Çarşamba
ALLAHUMMESALLİALA
Abisinin sünnet mevlüdünde okunan Salavat-ı Şeriflerden sonra Kaldera'm aklına geldikçe söyler oldu ezberlediği o tek cümleyi.
Demiştim ya akşamları bizde pek televizyon izlenmez diye. O nedenle sık sık açıyoruz son ses ilahilerimizi, ezgilerimizi hem dinliyor hem söylüyoruz.
Eğer gündüz ise sorun yok, ama akşam dinliyorsak Kaldera mutlaka odanın ışıklarının kapatılmasını istiyor. Bu nedenle video epey karanlık, üzgünüm...
ŞEYTANIN BACAĞINI KIIIR......
Şimdilik eski halinden daha iyi görünüyor :)
28 Temmuz 2009 Salı
SONUNDA DENİZ
VERDA SHOW İZLİYORUZ :)
KİTAP İSTEYEN ? -2-
O nedenle bu haftanın kitabını da açıklıyorum.
Yine son derece keyifle okuduğum kitaplarımdan biridir.
Bahsedilen soykırım, bedenen yaşanmış bir savaşın sonucu değildir.
Gerisini yazmıyorum, sürprizi olsun :))
Yöntem yine aynı, 10. yorumun sahibi bana adresini ulaştırdığında kitabını derhal göndereceğim...
Sadece şu var, ilk 10'u sayarken aynı kişiye ait yorumları 1 tane sayacağım ki haksızlık olmasın.
Şimdilik selametle...
24 Temmuz 2009 Cuma
KİTAP İSTEYEN?
23 Temmuz 2009 Perşembe
AYÇEKİRDEKLİ, KETEN TOHUMLU KURABİYE
VİCDAN; banane ohh iyi yaptım, o cadı 2 gündür bana neden küstüğünü söylemeyip kıvrandırırsa ben de böyle yaparım işte, oh olsun :PP
22 Temmuz 2009 Çarşamba
KELİMELER YETMEZ YA HANİ, İŞTE ÖYLE...
21 Temmuz 2009 Salı
PIRILTILI MİM
44 dk önce yazmış benim SÜPÜRGELİ CADI'M...
Bu nedemektir???
BLOG ALEMİNDE BENDEN HIZLI MİM YAZAN YOKTUR (NOKTA) :D

Bu MİM'in bi amacı yok, bir isteği yok.
E hani ben amaç taşımayan MİM yazmıyordum, bunu neden yazdım?
Bu MİM'in değil GÖNDERENİN yeri ÖZEL.
Ondan sebep yazdım.
O benim süpürgelim :)
Uzaklardan derdime derman olanım, tek telefonla çok işler halledenim, bana katlananım :)
Ve en önemlisi de Dünya Güzeli Lilito'mun annesi..
Maharetli arkadaşım...
Ama paslamama geleneğimi bozmuyorum izniyle :) :P
Kızma bana süpürgelim yaa, döncem ben sana :))
ÜŞENİYORUM
4 renk tabak ve 4 adet dürülmeyi bekleyen dürüm :P
Yeni evimizde tabaklarımız böyle her biri ayrı renk :) Aht'ım vardı rengarenk bir mutfak istiyordum, işe tabaklardan başladım, sonra da baharatlığımı renk renk yaptım :)
Ve uyku hazırlığı :) Tabii direkli pijamalarımız ile...
Cumartesi sabahı anne için çok geç ama çocuklar için erken olan bir saatte 9:30 da kalktık. Salana sallana hazırladığımız kahvaltı masasından 12:30'da annane telefonu ile zor kalktık :) Ennn misinden bir temizlik yaptık, kapı önü çayına katıldık, annaneye gittik birazda orada sallandık, eve geldik duş aldık, giyindik kınaya gittik, annaneye uğradık bahçe keyfi yaptık, yürüyüe çıktık dondurma keyfi yaptık, günün sonunda uykuya yenik düşen cadıyı bilerek ve isteyerek annaneye misafir bıraktık ve eve geldik yattık :)) Yarın yoğun bir program var ama kuzu dahil değil, hava sıcak, yol uzak, onu perişan edemeyiz...
Pazar sabahı yine erken bir saatte 08:30 da kalktık, kahvaltı, duş ve giyinmenin ardından anne-oğul harika bir güne başladık. İstikamet ALİBEYKÖY :)
Güzergah en süperinden çünkü; EMİNÖNÜ var, annenin ennn sevdiği semt.
Nedeni yok.
Aslında çok.
Ama özel yok.
Ne var?
Mesela Mısır var,
Mesela Turşu ve suyu var,
Mesela bol bol deniz araçları var, (annenin en sevdiği ulaşım araçları olur kendileri)
Mesela gözlemlenebilecek renk renk, çeşit çeşit insan (turist) var,
Mesela bol bol çarşı var,
Mesela balık ekmek var. Hem de kaldırıldıklarında annenin çok çok üzüldüğü Tarihi Teknelerde :)
KARTAL- KADIKÖY arası otobüs ile katedildi. Anne kitap okudu paşa sıkıldı, anne kitabı bıraktı paşa müzik dinlemeye başladı anne sıkıldı :))
EMİNÖNÜ İskelesi önündeki simitçiden 1 martılara 1 volkana diye 2 adet simit alındı. (Volkan sadece bahane, alenen belli ki simitlerin ikisi de martılara :) )
Koştur koştur Vapura...
Hadi hadii diye diye beklendi 4 dk...
Vapur hareket etti ama havada birtek martı yok,
"Neyse" dedi anne "birazdan çıkarlar nasıl olsa"
Çocuk inandımı buna?
Yüzü hiç de inanmışa benzemiyor :/
E biz de şimdilik balıklara atalım simidimizi,
Çocuk sevindi, ohhh...
Çocuk balıklarla oyalanırken bu sefer anne üzüldü :/
Çocukluğundan beri hayran olduğu, son zamanlarda yaşlılık belirtileri her yanından dökülen o muhteşem yapıya asılan bu çirkin ötesi ilan'a üzüldü. Tarihi yapılarımızın değerini bilmeyişimize, değerlerini korumayışımıza, çocuklarımıza BIRAKAMAYACAĞIMIZ bu güzelliklere yapılan bu çirkin saldırılara üzüldü :/
Önce bir martı, sonra üç sonra beş derken artık sayılamayacak kadar çok oldu martılar.
Çocuk, artan sayı oranınca mutlu... :)
EMİNÖNÜ'ne vardık, hızlı adımlarla durakları bulmaya çalışıyor anne ama ne mümkün...
Çocuk bi balık tutan abilere soruyor;
- Abii, kaç balık tuttun?
- 5
- oooo, kaç saatte?
- 2
- Rast gele...
... bi salyangoz avcısı (!) ile konuşuyor,
- Abi bu sabah mı çıkarttın bunları?
- Evet yeğen, daha şimdi geldik. Sen bilirmisin bunları?
- Salyangoz bunlar, ee sen ne yapacaksın bunları ki, böcek değilmi bu?
- Büyük lokantalar yemek yapıyor bundan, onlara satacağım.
- Iyyy, kolay gelsin...
Ve sonunda,
Annenin en sevdiği yer,
Tarihi Eminönü balıkçılarından DENİZ YILDIZI'nın önü.
Ama işin kötüsü ne anne acıkmış daha ne de çocuk.
Akşama kalıyor balık ekmek rüyası, şimdilik turşusuyu yeter bize....
Mola bitti yola devam...
Alibeyköy İmar Bloklarındayız sonunda.
Kalabalık, hoş bir akraba toplantısı ile mübarek Miraç Kandiline denk gelen sünnet mevlüdüne katılıp erken vakit tekrar yola koyuluyoruz.
Öylesine yorulmuşuz ki fotoğraf çekmek aklımıza gelmiyor, e acıkmamışız da.
Yaaa, gitti balık ekmek :/
Bari mısır alalım, listeden bir madde daha eksilsin :)
Anne;
- Böğğ bu mısırlar sütmüş yaaa, off
Çocuk;
- Bulduğuna şükret, bide en büyüğünü seçtik sana. Bu zamanda nereden bulalım tane tane mısırı...
- Hııı, eee, şey, haklısın :))) Off hava hala ne sıcak yahuuu :PP
Anne bir bebek buldu vapurda onunla oynuyor :) Çocuk yine martı derdinde.
Tam tepemizde genç FB'liler, önce pankart astılar vapura sonra mini stadyum muamelesi çektiler.
Veeee Kadıköy sınırları içindeyiz,
Çocuk;
- Anne, söz vermiştin Buz devrine gidecektik ne oldu?
- Oraya son araç az önce kalkmış oğlum, başka sefere inşallah :P
- Anneeeeee :))
- Tamam tamam anladım, ama biliyorsun geçen sefer gittiğimizde AFM'ye 3D gelmemişti. Bu sefer gelmişse girelim söz.
- Olllleeeey, Allahım inşallah gelmiştir, inşallah, inşallahhhh...
- :)))
Maltepe Carrefour AFM'deyiz, saat 18:35
İCE AGE 3 3D gösterim saati 20:00. El mahkum girilecek, çocuk çok mutlu.
Anne babayı aradı, kardeşi annaneden almasını, anne-oğul biraz daha takılacaklarını, başlarının çaresine bakmalarını söyledi. Bu iş de tamam...
Şimdi ne yapmalı? Aaaa çocuk yok.
- Heey çocuk nerdesin?
- Annee hadi kitaplara bakalım...
Annenin canına minnet. Zaten şu sıralar ORAY EĞİN okuyor ve patlamak üzere. Şööyle süper bir alınacaklar listesi çıkartılır bukadar zamanda.
Anne ile çocuk birbirini kaybetti, kaybetmedi de ayrı takılıyorlar.
Çocuk, Çocuk Kitapları bölümünde.
Anne, Çok Satanlar standında.
Bir ara annenin karnı acıkıyor, aaa saat kaç ki?
E maşallah 19:40 olmuş.
Koşar adım çıkılıyor kitapçıdan, en acilinden yemek atıştırılıyor, WC ziyaretleri yapılıyor, mısırlar alınıyor, 3D gözlükler takılıyor ve sonunda koltuklara seriliyorlar. Saat 20:06
Film harika, çocuk keyiften dört köşe. Arada dinazor kafasının gözlerinin önüne kadar gelmesinden irkiliyorsa da anneye çaktırmıyor :)
Film bitti, herkez pür telaş çıkma derdinde. Anne ile oğul kıpırdamıyor, müzik harika :)
Taxiiiii
23:05 Baba ile kız bahçede, komşularla çay faslında,
Katılmamak olmaz, bir bardak, bir bardak daha,
24:02 Uyumak gerek sabah 06:30 da uyanıyor anne
ZzzzzZZZzzzzzzzzzz.......